Bu ortamda sendikal haklar ne kadar güvende olabilir?

Çerkezköy’den bir işçi

Memlekette yaşanan son gelişmelerin işçiler arasında genel bir moral bozukluğu yarattığını söyleyebiliriz. Mevcut ekonomik vaziyetin işçileri zorlaması, ekonominin daralma beklentisi işsizlik ve güvencesizlik kaygılarının artırdığı süreçte orta vadeli ekonomik programın telkin ettiği sabır söylemlerinin altının boş olduğuna inancı pekiştirmiştir.

AKP tabanı dahil bütün işçilerde muazzam bir moral bozukluğu var. Kayyımlar ve çeşitli kesimlere karşı yapılan tutuklama kararları en ufak taleplerin dahi iktidar tarafından baskılandığı doygunluk noktası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması oldu. Zira yabancı sermayenin kaçıp gitme yönelimi gösterebileceği bir ortamda işçilere ve sendikalara ne kadar söz hakkı tanınacak, sendikal haklar ne kadar güvende olabilir? Seçme seçilme gibi en temel hakka dahi saygı göstermeyen bir iktidar sendikal haklara ne kadar saygı duyar?

15 Temmuz’da demokrasi güzellemeleri yapan sendikalar adeta ölü taklidi yapmaktadır. İşçiler ne kadar tepkili olsa da sendikaların bu tutumlarını aşabilecekleri örgütlülükleri de yok gibi görünüyor. Mesele AKP-CHP ikileminden sıyrılıp emek ve demokrasi temelinde tartışılamadığı takdirde düzen temelli bir rekabet zemininde kalacaktır.